ViSionary MusiC
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ViSionary MusiC


 
AnasayfaPortalLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Harry Potter ve Melez Prens

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
_-quitar-_
Editör
Editör
_-quitar-_


Mesaj Sayısı : 137
Kayıt tarihi : 25/07/09
Yaş : 31

Harry Potter ve Melez Prens Empty
MesajKonu: Harry Potter ve Melez Prens   Harry Potter ve Melez Prens I_icon_minitimePaz Tem. 26, 2009 2:46 pm

Harry Potter ve Melez Prens 20072009163106_41_632530har

.K.Rowling’in, artık çocuk klasikleri arasında yerini almış olan kitabı “Harry Potter and the Half-Blood Prince / Harry Potter ve Melez Prens”ten uyarlanan film, nihayet gösterime girdi. “Nihayet”, çünkü bu film, gene David Yates’in yönettiği bir önceki uyarlama olan “Harry Potter and the Order of the Phoenix / Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı”ndan tam iki yıl sonra karşımıza geldi.

Ama ben bu filmin eleştirisini yapmayacağım, onu zaten yaptım. Sanıyorum, bu eleştiri nedeniyle bir süre de sevilmeyen şahıs olarak kalacağım. Çünkü filmi, film olarak değilse de, uyarlama olarak beğenmedim. Zaten edebiyat uyarlamalarını bekleyen felaket de budur. Ne var ki, bu sefer felaket tellallığında yalnız kaldımı demesem de, pek tenhayız. Buradan bir-iki kişi var, biraz daha fazla da dışarıdan. Kitapları okumamış olanlar, Harry Potter hayranı gençler filmden fevkalade memnun. Ama iş bununla da kalmıyor: Çeviri eşim olan şahıs ve uzun Harry maceramızı bizimle yaşamış yakın çevremiz de filmden çok hoşnut kaldı. Hatta, bunun şimdiye kadar gördükleri en iyi Harry uyarlaması olduğunu düşünüyorlar. Filmin daha ilk gününde dünyada 104 milyon dolarlık gişe yaptığını da ekleyeyim. Daha da fazla yapmasını, insanlara ulaşmasını diliyorum. Çünkü Harry’yi sevip benimsememizin, altı kitabını çevirmemizin önde gelen nedeni, hikâyeyi sevmemizdi.

Ben Harry ile ilk kez, ilk iki kitabı Mısır’daki sağır sultan duyduktan sonra, meraka kapılıp ikinci kitabın İngilizcesi’ni okuyunca tanıştım. Ülkü Tamer’in YKY’den çıkan “Harry Potter ve Felsefe Taşı” çevirisini ondan sonra okudum. İkinci kitabı, “Harry Potter ve Sırlar Odası”nı bana verdiler, aldım, fanteziye hakim bir şahıs olan Kutlukhan Kutlu’nun danışmanlığına başvurdum. Derken bir baktım ki yetiştiremiyorum, son 100 sayfayı çevirir mi diye sordum, kabul etti. Yani, kitabın üçte birini o çevirdi.

Tam dördüncü kitap olan “Harry Potter ve Ateş Kadehi”ni çevirirken, acilen “Harry Potter ve Azkaban Tutsağı”nı yapmamız gerekti. Bize verilen 15 günlük süreyi çekip çevirdik, üç hafta yaptık. Sonra da “Ateş Kadehi”ni, bu yeni bilgiler ışığında yeniden çevirmek gerekti. Arkasından, çeşitli maceraların sonunda (aslında uzun hikâyedir) en uzun kitap olan “Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı” geldi. Son olarak da, “Harry Potter ve Ölüm Yadigârları”nı çevirdik, elbette. Böylece büyücü çocukla beraberliğimiz de sona erdi.

Doğrusu ben, bir Harry Potter kitabı çevirme süreci insanı harabettiği halde, bitmesine üzüldüm. On bir yaşında, umarsız bir yetimken almıştık onu. Privet Drive’da, teyzesi Petunia ile sevimsiz Vernon eniştesinin yanında kalıyor, dobiç kuzeni Dudley tarafından hırpalanıyordu. Hayatta hiçbir umudu yoktu. Sonra Hagrid adlı bir dev, Müdür Dumbledore’un emriyle onu aldı, Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu’na getirdi. Harry, daha ilk yıldan Ron Weasley ve Hermione Granger ile arkadaş oldu, bu arkadaşlıkları serinin sonuna kadar sürdü. Hatırlamadığı bir olay ortaya çıktı. Annesiyle babası bir araba kazasında ölmemiş, çağın en güçlü karanlık büyücüsü Lord Voldemort tarafından öldürülmüştü. Biri cadıydı, biri de büyücük. Bebek Harry ise, bu olaydan alnında şimşek şeklinde bir izle kurtulmuştu, mucizevi bir çocuktu. Hocaların çoğu onu seviyor, İksir hocası Severus Snape nefret ediyordu. Sonra babasının en yakın arkadaşları Remus Lupin ve Sirius Black ile de tanıştı. Bu arada Harry’yi öldüremeyince gücünü yitiren Voldemort geriye dönmüştü.

Harry Potter, hikâyesiyle, karakterleriyle hayatımızın bir parçası olmuştu. Ben uzun bir süre, yeni bir Harry kitabı çıkmayacağı gerçeğini hazmedemedim. Favorilerim vardı: Sirius’u çok seviyordum ve de onun ortaya çıktığı üçüncü kitabı, “Harry Potter ve Azkaban Tutsağı”nı.
Filmlerin beni en çok kızdıran yanı, bütün uyarlamalarda olduğu gibi, bir okur sıfatıyla kurduğum hayalleri yıkmış olan oyuncu seçimleridir. Bu konuda abartılı oyunlarıyla Helena Bonham Carter (Bellatrix Lestrange) ve Emma Thompson (Profesör Sybil Trelawney) başı çekse de, Sirius’u parmağının ucuyla oynayan (ve çok sevdiğim) Gary Oldman da beni üzen şahıslar arasındadır. Buna karşılık, kitaptaki Hermione tipine fizik olarak pek benzemese de (çok güzel) Emma Watson ve özellikle Profesör Snape’te mükemmel oyunuyla Alan Rickman yüzümüzü güldüren seçimler olarak öne çıkmıştır.

Kutlukhan bana, zaten başından beri hiçbir Harry filmini beğenmediğimi söyledi. Halbuki ben üç ve dördü sevmiştim gibi hatırlıyorum. Sonuncuyu o da beğenmiş. Belki de kendimi David Yates’e alıştırmakta fayda var. Ne de olsa, son kitaptan uyarlanacak iki filmi de o yönetecekmiş. Acaba diyorum, bir süre sonra, her şey geride kalınca filmleri izleyip de bu sefer memnun kalabilir miyim? Chris Columbus’ın yönettiği ilk iki film için gene de garanti veremem ama...


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://visionarymusic.yetkin-forum.com
 
Harry Potter ve Melez Prens
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ViSionary MusiC :: Kültür Ve Sanat :: Sinema :: Vizyon Filmleri-
Buraya geçin: